Etiketler
Uyarı: Bu post; oyun sevmeyen yetişkinler ve çocuksuz yetişkinler için uzun, gereksiz ve sıkıcı olabilir. Uyarmadı demeyin:)
İnternetten ve diğer bloglardan derlediğim ya da uyarladığım (ve tabii ki biz yetişkinlerin de küçükken oynadığı), Bilgeyle en sık oynadığımız, aklımda en çok kalan oyunları burada da sıralamak istedim… Yoksa o kadar çok oyun var ki yazsam kaç post kaplar:)
Bir ön bilgi vermek istiyorum: Benim için artık oyunlar ikiye ayrılıyor;
1-Ayakta oynanan oyunlar 2-Oturduğun yerden oynanan oyunlar:)
İlk olarak ayakta oynadığımız oyunları sıralıyorum…
– AYNA-GÖRÜNTÜ
Bu oyunu 2,5-3 yaşından beri oynuyoruz.
Oyun 2 kişiyle oynanır. Bir kişi ayna, diğeri görüntü olur. Görüntü ne yaparsa ayna da aynı anda görüntünün yaptıklarını yapar.
– MIŞ GİBİ
Bu oyunu oynamak için çeşitli dergilerden çıkan kartlardan da yararlanabilirsiniz, istediğiniz herhangi bir hareketi de yapabilirsiniz. Bulaşık yıkama, banyo yapma, yerleri süpürme, ağaçtan elma kopartma, çiçek koklama vb eylemleri yapıyorMUŞ gibi yapıyoruz. Birimiz yaparken diğerimiz eylemin ne olduğunu bilmeye çalışıyor.
– HAYVAN TAKLİDİ
Sırayla bir hayvan seçin ve o hayvan gibi davranın. Karşıdaki kişi de bu hayvanın ne olduğunu bilmeye çalışsın.
– HAYDİ, BENİM GİBİ YÜRÜ!
• İhtiyar adam yürüyüşü: Sırt kamburlaştırılır, baş öne bükülür, elde baston varmış gibi yavaş yavaş yürünür.
• Dalgın adam yürüyüşü: Öne çapraz adım atılarak dengesiz yürünür.
• Cüce yürüyüşü: Dizler tam bükülür, baş omuzlar arasına gömülür, kollar aşağıya sarkıtılır. Böylece yürünür.
• Robot yürüyüşü: Vücut gergin, dizler ve kollar bükülmeden yürünür kollar öne ve geriye sopa gibi sallanır.
• Dev yürüyüşü: Kollar yukarı kaldırılır. Ayak uçları üzerinde yükselerek yürünür.
• Balerin duruşu
– HAYDİ SALLA
Bir kişi yönergeyi veriyor ve herkes uyguluyor: Şimdi başını salla, şimdi omuzlarını, şimdi kollarını, ellerini, parmaklarını, poponu, bacaklarını, ayaklarını…
Ve bu oyunu yine uzuvları kullanarak tuval boyama oyunu haline çevirebiliriz. Yanımızda bir boya kutusu var, popomuzu batırıp kağıdı boyuyoruz, elimizi batırıp boyuyoruz, avcumuzla boyuyoruz, böyle devam ediyor. (Bunu ilk olarak kocaman kocaman insanlarken, şirket içi bir yaratıcı drama eğitimindeyken yaptırmıştı eğitmenimiz. Çok eğlenmiştik.)
– SEK SEK
Halıyı tebeşirle çizemedik diye seksek oynamayalım mı yani? Bir yolunu bulduk tabikim. Biz iplerden yararlandık, kağıtlara da rakamları yazdık, oldu bitti. Sınırlar küçük taşlarla, legolarla ya da pek çok şeyle yapılabilir -üstüne basınca ayak acıtmayacaksa:)- (Alt komşumuz henüz taşınma arifesinde olduğu için rahatça tepinebiliyoruz)
– HEYKEL OL
(Aslında bu oyun 2 kişi için uygun değil ama Bilge’nin hoşuna gittiği için mecbur oynuyoruz ama zorlama oluyor biraz) Aslında oyun şöyle: Müzik açıp oynayın. Sonra birden müziği durdurun ve heykel ol deyin. Herkes en son hangi hareketi yapıyorsa, o haliyle donsun ve hiç kıpırdamasın. Müzik başladığında dansına devam etsin.
– SANDALYE KAPMACA
(Bu oyun da çok sayıda kişi katılımı gerektiriyor) Oyuncu sayısından bir eksik sandalye olsun. Müzik açıp oynayın. Sonra birden müziği durdurun. Sandalyeye oturamayan oyundan elenir.
– SICAK-SOĞUK
Bir yere bir nesneyi saklayın. Sonra çocuğunuz evde onu ararken nesneye yaklaştığında “SICAK” çok yaklaştığında “çok sıcak” diye, uzaklaştığında ise “SOĞUK” çok uzaklaştığında “çok soğuk” diye tekrarlayın. Bu oyunu, nesnenin yerini belirtmek için el çırparak da oynayabilirsiniz. Sakladığınız nesneye yaklaştıkça el çırpmayı kuvvetlendirin, uzaklaştıkça yavaşlatın. Sonra o nesneyi saklasın, siz arayın.
– DEFİNE HARİTASI
Bu oyun Bilge’ye epeydir oynatmak istediğim bir oyun. Sıcak-soğuk oyununu başka nasıl oynayabiliriz diye düşünürken türetmiştim. Evin içinde bir yere yine bir nesne saklayacağım. Fakat yerini kroki çizip belirteceğim ve ondan nesneyi krokiye bakarak bulmasını isteyeceğim. Anası gibi olmasın, yön duygusu gelişsin. Harita olsa yolumu zor bulurum, o dereceyim:)
– SAKLAMBAÇ
Evet bu oyunu tarife gerek yok sanırım. Oynamaktan sıkım sıkım sıkıldığım bir oyun ama… işte… Bilge… anladınız siz onu:/
Hadi yorulduk biraz oturarak oynayalım diyorsak:
– HANGİSİ EKSİK?
Bu oyunu da 2,5-3 yaşından beri oynuyoruz. Bir tepsiye önce 3-5 parça nesne koyuyoruz. Nesnelere bakıp isimlerini saydıktan sonra birimiz gözlerini kapatıyor ve diğerimiz nesnelerden bir ya da birkaçını arkasına gizliyor. Ardından diğer kişi gözünü açıp neyin/nelerin eksik olduğunu hatırlamaya çalışıyor. Bir iki turdan sonra nesneleri artırarak oyuna devam ediyoruz.
– BU NEYİN SESİ
Birimizin gözü kapalıyken, diğerimiz bir nesne seçip mesela poşet, çıngırak, cam bardak, madeni para gibi elimize aldığımız nesnelerin sesini dinletiyoruz ve gözü kapalı olan kişi nesnenin ne olduğunu bilmeye çalışıyor.
– DOKUN HİSSET BİL
Bir kişinin gözleri eşarpla bağlanır. Diğer kişi bir torbaya çeşitli nesneler koyar. Gözleri kapalı kişi torbadan seçtiği nesneye dokunarak onun ne olduğunu tahmin etmeye çalışır.
-FARKINDALIK OYUNU
Bu oyunu nerede olursak olalım oynayabiliyoruz. Özellikle yeni gittiğimiz mekanlarda bir süre vakit geçirdikten sonra Bilge’ye hadi kapat gözünü farkındalık oyunu oynayalım diyorum. O da kapatıyor ve ben soruyorum; örneğin perdeler ne renk/yerler halı mı taş mı/kaç masa var/masaların şekli nasıl/kaç kapı var vs …. Bu oyuna Müfettiş Gadget iş başında da diyebiliriz:)
-KELİME BULMA OYUNU
Bu oyunu geçen sene oynamaya başladık. Bir harf seçip (ki genelde Bilge hep A’dan başlayıp sırayla gidiyor) o harfle başlayan 3’er kelime buluyoruz. Bu sene bir çıt ileri gidip seslerle ilgileniyoruz; mesela birimiz ‘özgür’ dediyse diğerimiz ‘r’ harfi ile başlayan bir kelime söylüyor.
– NESİ VAR?
Bir nesne belirleyin ve çocuğunuz size “nesi var?” diye sorduğunda aldığı dolaylı yanıtlarla belirlenmiş nesnenin ne olduğunu anlamaya çalışsın. Örneğin seçtiğiniz nesne saat ise şöyle bir diyalog olacaktır:
– Nesi var?
– Rakamları var.
– Nesi var?
– Yelkovanı var.
Tahmin edene kadar nesi var diye sorabilir.
– SANA NE LAZIM?
Karşılıklı 2 kişi ile oynanır. Oyun için her bir oyuncunun 2 dakika süresi vardır. İlk oyunu başlatan oyuncu bir meslek seçer ve sonrasında “Sana ne lazım diye sorar?”. Örneğin oyunu başlatan oyuncunun seçtiği meslek doktor ise şöyle bir diyalog olacaktır: “Sen bir doktorsun, sana ne lazım?”. Diğer oyuncu bu soruya cevap verdiğinde, “Başka ne lazım” diyerek oyun devam ettirilir. Karşıdaki oyuncunun 2 dakika boyunca “Başka ne lazım?” sorularına hızlı cevap vermesi gerekmektedir. 2 dakika dolmadan tıkanıp, cevap veremeyen kaybeder. Bir oyuncu sorusunu bitirdikten sonra, sıra diğer oyuncuya geçer ve o bir meslek seçerek oyunu devam ettirir.
– EVET-HAYIR
Oyunculardan biri soru soran diğeri de cevap veren kişi olur. Cevap veren oyuncunun hiçbir soruya “EVET” ya da “HAYIR” şeklinde cevap vermemesi gerekir. Örneğin, “Kardeşin var mı?” sorusuna “evet” derse yanar. “var” demelidir. Karşı oyuncu “Kaç kardeşsiniz?, 3 kardeşsiniz değil mi?” gibi şaşırtmalı sorularla karşısındaki oyuncuya “EVET-HAYIR” dedirtmeye çalışır.
– SUSMADAN KONUŞ
İki ya da daha fazla kişiyle oynanabilir. Bir konu/kelime ve bir de konuşmacı seçilir. Konuşmacıya kısa bir düşünme süresi verilir ve oyun başladığında 3 dakika süre ile hiç susmadan bu konu hakkında konuşması istenir. Örneğin konu/kelime “araba” ise konuşmacı arabayla ilgili aklına gelen herşeyi susmadan 3 dk boyunca anlatmalıdır.
– TAŞ KAĞIT MAKAS
İki oyuncuyla (2’den fazla kişiyle de oynanabilir) ve üç durumdan birinin seçilmesiyle oynanan bir el oyunudur. Taş makası, makas kağıdı, kağıt da taşı yener. Eğer oyuncular aynı durumu seçerse oyun berabere biter. Şurada eğlenceli bir anlatımını yapmışlar.
Üstelik bu oyun, herhangi bir oyuna başlarken kimin önce başlayacağını belirlemek için yazı-tura, çöp çekme gibi yöntemlere alternatif olarak da kullanılabilir.
– BOM!
Sayı saymayı öğrendiyse bu oyunu oynayabilirsiniz. Oyuncular halka halinde dizilirler. İçlerinden biri “1” diye saymaya başlar, yanındaki oyuncu “2”, onun yanındaki “3” şeklinde saymaya devam ederler. 5’e gelen oyuncu “BOM” der. Oyun kuralı gereği 5 ve 10’un katlarında BOM denir. Örneğin, “1-2-3-4-BOM-6-7-8-9-BOM. “BOM” demek yerine sayısının kendisini söyleyen oyuncu yanar ve oyundan çıkar. Oyun 1’den başlayarak diğer oyunlar arasında devam eder.
– HİKAYE TAMAMLAMA
Bilge’nin hayal gücü gelişsin diye elimden geleni yapıyorum ama bu oyunu henüz tam olarak hakkıyla oynayamadık… Herkesin katılacağı bir hikâye oluşturun. İlk olarak biri “Ormanda akşam olmak üzereydi, geceyi geçirmek için güvenli bir yer bulmaları gerekiyordu.” gibi cümle ile hikâyeyi başlatır sonra herkes sırayla birkaç cümle ekleyerek hikâyeyi devam ettirir. Önceki cümlelere dikkat edilerek hikâye devam ettirilir. Aileden biri hikâye yazıcı olabilir ve anlatım bitince tüm aile baştan hikâyeyi okuyarak keyifli bir zaman geçirebilir.
– SAÇMALAMACA OYUNU
Adı üstünde saçma sapan, akla mantığa sığmaz, sınırsız, ‘sık sıkabildiğin’ kadar oyunu:) Bu oyunda bir Bilge bir ben sırayla saçma sapan cümleler kuruyoruz.
– TEKERLEMELER
Bizim bildiklerimiz ve söyleyebildiklerimiz:
Dal sarkar kartal kalkar, kartal kalkar dal sarkar.
Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak.
Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.
Bir berber bir berbere, “bre berber gel beraber, Berberistan’da bir berber dükkanı açalım” demiş.
Söyleyemediklerimiz:
Şemsi Paşa pasajında sesi büzüşesiceler.
Siz Çekoslovakyalılaştırabildiklerimizden misiniz, yoksa Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?
– AİLE ALBÜMÜ
Eğer aile fotoğraflarınız bir albümde düzenli olarak durmuyorsa ya da tekrar düzenlenilmesi gerekiyorsa bunu ailece yapmak eğlenceli olabilir. Fotoğraflardaki aile üyeleri hakkında sohbet etmek (kim kimdir?), fotoğrafları kronolojik sıraya dizmek, ailece eski günleri hatırlamak sizin için de anlamlı olacaktır. (Bunu biz hiç yapmadık ama güzel bir öneri olarak durabilir. Hatta ne zamandır fotoğraf çıktısı almadığımı da farkettim)
Bu postu yazmamın bir nedeni bazen aklım duruyor, yazayım da şuradan seçerim diye… Bir de aslında iç dökecektim ama o başka posta kaldı artık.